153 Al-Malkawi (2007) Amman Menkul Kıymetler Borsası nda kayıtlı 160 şirketin dönemine ait verilerini ele alarak kâr payı politikalarını etkileyen faktörleri analiz etmiştir. Yapılan analize göre; hem içerdekilerin hem de devletin sahip olduğu payların kâr payı ödeme oranını önemli ölçüde etkilediğini tespit etmiştir. Al-Malkawi (2008) Amman Menkul Kıymetler Borsası nda sanayi, hizmet, sigorta ve banka sektörlerinde faaliyet gösteren toplam 160 şirketin dönemine ait verilerini ele alarak kâr payı politikalarını etkileyen faktörleri panel veri ve probit yöntemlerini kullanarak analiz etmiştir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; kâr payı politikasına şirket büyüklüğü, kârlılık, faaliyet süresi ve sahiplik yapısının pozitif yönde, finansal kaldıraç oranının ise negatif yönde etkilediğini tespit etmiştir. Ahmed ve Javid (2009) Karaçi Menkul Kıymetler Borsası nda işlem gören 320 şirketin dönemine ait verilerini ele alarak kâr payı politikalarını etkileyen faktörleri dinamik panel veri yöntemi kullanarak analiz etmişlerdir. Ayrıca, kâr payı dağıtım oranını mülkiyet yoğunluğu ve likiditenin pozitif yönde, firma büyüklüğü, finansal kaldıraç oranı ve yatırım fırsatlarının negatif yönde etkilediğini, büyüme fırsatının ise herhangi bir etkisinin olmadığını tespit etmişlerdir. Afza ve Mirza (2010) Karaçi Menkul Kıymetler Borsası nda kayıtlı 100 şirketin dönem verilerini ele alarak kâr payı politikalarını etkileyen faktörleri en küçük kareler regresyon yöntemini kullanarak analiz etmişlerdir.
Paris Anlaşması’nı imzalayan ülkelerin birçoğu sera gazı emisyonlarını azaltmak için somut takvimler belirlemeye başladı. Hükümetlerin iklim politikalarını giderek fosil yakıtlardan çıkış hedefiyle uyumlu hâle getirdikleri bir ortamda bankalar petrol, doğalgaz, kömür ve petrokimya sektörünün imdadına yetişiyor. Üstelik, kâr marjı hayli yüksek ve risk düşük olduğu için bu sektörler bankaların uzun yıllardır yatırım yapmayı tercih ettiği alanların başında geliyor. Tam da bu sebeple, önce Londra’da başlayan ve daha sonra dünyaya yayılan Yokoluş İsyanı hareketi, “Para İsyanı” (Money Rebellion) adıyla bankacılık ve finans dünyasının fosil yakıt sektörüne yatırımlarını hedef alan bir yan hareket başlattı. Toplumsal denetimi çok daha zor, tek öncelikleri kâr ve kazanç olan bankaların fosil yakıt projelerine ve şirketlerine yatırım kolaylıkları sağlamaları nasıl önlenebilir? Burada da iklim savunucuları bankaların yatırımlarını izleme ve onları ifşa etme yolunu seçiyor.
Bu uygulamalar esas alınarak hesaplanan “politika skoru” sonucunda oluşan liste, bankaların fosilden çıkışı benimsemekte ne kadar az mesafe kat ettiklerini ortaya koyuyor. Erdoğan’ın, Gaziantep’te dört yaşındaki Asiye Ateş’in pitbull cinsi iki köpeğin saldırısı sonrası ağır yaralanmasından sonra gerçekleştirdiği bu konuşmayla, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı valiliklere 17 maddelik bir genelge gönderdi. Genelgede, Pitbull başta olmak üzere beş cins köpeğin sokaklarda “sahipsiz“ bulunmaması, sokak hayvanlarının da “rehabilite olmadıkça” alındıkları ortamlara bırakılmaması talimatı verildi. Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Kızılcık yaylasında yaşayan Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu, evlerinin yakınlarındaki taş ve mermer ocaklarının faaliyetlerini sürdürebilmeleri amacıyla sedir ormanlarının kesilmesine karşı çıkıyordu. Doğayı savundukları, ormanların talan edilmesini önlemeye çalıştıkları için 9 Mayıs 2017 günü evlerinde öldürüldü. Cinayeti işleyen Ali Yamuç bir gün sonra tutuklandı, ancak cinayetten birkaç ay sonra, 20 Eylül 2017’de cezaevinde intihar etti. Cinayeti azmettirenler ise aradan geçen beş yılda hâlâ adalet önüne çıkarılmadı. Eğitimler iklim ve ekoloji muhabiri Tansu Pişkin ve Gezegen editörleri Zeynep Yüncüler ile Özgün Özçer tarafından verilecek. Gezegen ekibi olarak ilk atölyemizi 11 ve 18 Haziran’da, İstanbul Edebiyat Evi’nin sıcak ortamında gerçekleştirdik. ODTÜ Rektörü Mustafa Verşan Kök ilk kez 2016’nın Temmuz ayında, o dönemde yapılan rektörlük seçimlerinde 2. Sırada gelmesine rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmıştı. Rektörlük seçimlerinin Kanun Hakkında Kararname ile kaldırılmasının ardından, Verşan Kök 2020’nin Ağustos ayında bu kez Erdoğan tarafından doğrudan ikinci kez üniversite rektörlüğünün başına getirildi.
Muhasebe eğitimi veren birçok akademik birimde muhasebenin teorik bilgileri uygulamayla desteklenemediğinden öğrenciler dersi anlamakta zorlanmaktadırlar. Uygulama eksikliğinin ortaya çıkardığı sorunların telafi edilmesi yükü ve sorumluluğu dersi anlatan akademik personelin omuzlarına yüklenmektedir. Bu noktada öğretim elemanının anlatım tarz ve tekniği öğrencinin muhasebe dersine bakışını ilk olarak etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Şüphesiz bunun dışında öğrencinin muhasebe dersine karşı tutumunu etkileyen başka faktörler de söz konusudur. Çalışmanın temel amacı da; söz konusu faktörlerden öne çıkanları irdelemek ve öğrencinin bu konudaki görüşlerini tespit etmektir. Bu bağlamda çalışmada öğrencilerin muhasebe derslerine karşı tutumları ve bu tutumlarını etkileyen faktörler; öğrencinin tutumu, öğrenme yöntemi, öğrenme ortamı, öğretim elemanı ve aile olarak beş başlıkta toplanmıştır. Öğrencinin derse olan tutumunu; söz konusu faktörlerden hangisinin ne kadar etkilediğini tespit etmek amacıyla önce faktör analizi yapılmış ve akabinde doğrulayıcı faktör analizi yani yapısal eşitlik modelinden faydalanılmıştır. Yapılan eşitlik modelleri ve analizler sonucunda da; öğretim elemanı faktörünün; öğrencinin tutumu, öğrenme yöntemi, öğrenme ortamı ve aile olarak belirlenen diğer faktörler üzerinde net olarak olumlu bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. 231 gibi düşünsel haritalar yaratılarak çeşitli kuramlar geliştirilmiş ve bu kuramlar sonucunda ülkeler ulusal güvenliklerini ve dış politikalarını şekillendirmişlerdir.
Gezegen’in, 4982 sayılı Bilgi Edinme Yasası’ndan yararlanılan ve iklim, kamu sağlığı ya da emek konularını merkezine alan haber-araştırma projeleri için açtığı burs çağrısı sonuçlandı. Başvuranlar arasında üç gazeteci Friedrich Naumann Vakfı’nın (FNF) katkısıyla sunacağımız burs desteğine değer görüldü. Buna örnek olarak Rahmi Koç’un başkanlığında kurulan Deniz Temiz Derneği ya da TURMEPA’nın dergisinin müsilajla ilgili sayısı gösterilebilir. Nitekim Tüpraş, Aygaz, Opet, Henkel, Enka gibi firmaların desteğiyle çıkarılan dergide, müsilaja dair kaleme alınan yazıda “müsilajın ana sebebi evsel atıklar” ve “iklim değişikliği ve insan baskısı sebebiyle bu durum tekrarlanabilir” gibi başlıklar tercih edilmiş. Oysa Zeynepgül Alp’in Gezegen için hazırladığı haberde alıntılanan uzmanlar Marmara’nın sularının ısınmasının en önemli nedeni kirlilik olarak gösteriyor.
TURMEPA’nın Acil Eylem çağrısında her ne kadar endüstriyel atıkların ciddi bir kirliliğe yol açtığı kabul edilse de, temel sorun olarak arıtma tesislerinin kapasitesinin yetersizliği öne çıkarılıyor. Denizcilik sektörü haricinde iş dünyası paydaşlar arasında sayılmıyor bile. Aspiration ise yalnızca online ve uygulama üzerinden hizmet veren yeni nesil bir banka modeli. 2013’te kurulan Aspiration yüzde yüz temiz kredi sağlamayı vaat ediyor. Uygulamasında ise işletmelerin sürdürülebilirlik performansını ölçmek mümkün. Aspiration ayrıca müşterilerine bankacılığın finansal maliyetini de minimuma indirmeyi taahhüt ediyor. ATM ücretleri iade ediliyor, doğrudan hesap ücreti alınmıyor ve miktarı belirleme müşterilerin kararına bırakılıyor. Etik bankalar 2018’de Değerler Üzerine Bankacılık için Küresel İttifak (Global Alliance for Banking on Values – GABV) adında bir oluşum altında araya geldiler. Ağın üyesi olmak için belirlenen kriterler arasında kurumun bir düzenleyici kuruluş tarafından denetleniyor olması, insan, gezegen ve refah odaklı bir çalışma modeli benimsemesi, sürdürülebilir bir finansal model sunması yer alıyor. Ancak birçok büyük banka bünyelerinde sürdürülebilirlik departmanları oluşturuyor, karbon nötr ve net sıfır hedeflerine erişmek için eylem planları açıklıyor ve yenilenebilir enerjiyle yeşil teknolojilere yatırımlarını artırıyor. Kimi bankalar firmalara “yeşil krediler” sunuyor (yeşil kredilere dair ilke belirleme çalışmaları da olduğunu not edelim), kimileri ise “yeşil yatırım programları” oluşturuyor. Bu yaklaşımlar, bankalar bünyesinde birbirleriyle çelişen çıkarlar yaratıyor belki, ama fosil yakıtlara yatırımlar kârlı ve güvenli olduğu sürece iddialı söylemlerin aksine yerlerini tamamen almıyor.
Ama yasağın asıl gerekçesinin bir anlama sorunundan ziyade fobileri olduğu çok açık. Bizler bu yönetim zihniyetinin farklı türde yasaklamaya çalıştığı bilim insanları olarak ODTÜ Çevre Topluluğu’nun yanındayız,” diyor Bekiroğlu. Uzun yıllar boyunca Van Gölü ve çevresinde sürdürdüğü çalışmaların ardından, Mustafa Sarı özellikle son altı yıldır Marmara Denizi üzerine araştırmalar yapıyor. Mustafa Ünlü’ye denizdeki kirliliğin nedenlerini anlatırken, sualtından çektiği görüntüleri de bizlerle paylaşıyor. Marmara Denizi’nin müsilajla kaplanmasının ardından sadece bir yıl geçti. Ancak denizin yüzeyinde müsilaj tabakası görülmediği için, Marmara’daki kirlilik bu sene hiç gündeme gelmedi. Oysa suyun yüzeyinde müsilaj görülmemesi, müsilaj sorununun Marmara Denizi’ni hâlâ yoğun bir şekilde etkilemediği anlamına gelmiyor. Sadece suyun yüzeyini kaplayan köpükler olarak anladık,” diyor Prof. Dr. Mustafa Sarı. Rapora göre, kömür santrallerinin 2030’a kadar kapatılmayıp sürecin 2050 yılına sarkması durumda ise Türkiye ağır sağlık sorunları ve sağlık maliyeti ile karşı karşıya kalacak. 2030 yılına kıyasla 2050’de erken ölüm oranı yedi kat, sağlık maliyeti, hastaneye yatış ve iş gücü kaybı altı kat artacak. Yüzyılın ortalarından önceki sanayi öncesi zamanlardan o kadar büyük ki, bunun insan kaynaklı iklim değişikliği dışında herhangi bir şey olma ihtimali neredeyse sıfır” sözleriyle endişesini dile getirdi.
Proje kapsamında 2002’den bu yana 8 binin üzerinde şirket ve 550’nin üzerinde kent verilerini paylaşmış. Projenin Türkiye ayağı ise Sabancı Üniverbettilt tarafından yürütülüyor. CDP veritabanında kentlere dair veriler erişime açık, ancak şirketlere ilişkin veriler lisanslı, yani ücrete tabi. Neden tek çıkarı daha fazla kâr elde etmek olan bankacılık ve finans sektörü, bu kazancından vazgeçsin? McKibben’a göre bunun bir yolu, insanların kirletici firmalara yatırım yapan bankalardaki hesaplarını kapatıp etik bankalarda hesap açmaları. Ama asıl değişim ise artan yüklerle fosil yakıtlara yatırımların getirisinin düşürülmesi ve daha uçucu hâle gelmesi. Yani finans dünyasının asıl çıkarını fosil yakıt yatırımlarından çekilmek olarak görmesi. ERBD 2019’un Ocak ayında karbon fiyatıyla ilgili detaylı bir strateji belgesi yayınladı. Dünya Bankası’nın ise karbon fiyatın ekonomik analizlerde nasıl kullanılacağına dair 2017’de hazırladığı bir kılavuz mevcut. Kılavuzda bir projenin maliyet-etkinliği değerlendirmesini yaparken, ekonomik ömrü boyunca yıllık gölge karbon fiyatının yıllık toplam sera gazı emisyonlarla çarpılması tavsiye ediliyor. Böylece, sera gazı emisyonları dikkate alınmadığında son derece kârlı görünebilecek projelerin sorumlu oldukları kirliliği de ekonomik bir veriye aktarmak amaçlanıyor. Gezegende fosil yakıt üretimine ve kullanımına bir çırpıda son verdiğimizi hayal edelim.
- Ekoloji alanında hem teorik çalışmalar yapan hem de sahadaki her mücadelede desteğini esirgemeyen akademisyen Beyza Üstün’ün Kobane davasında tutuklu yargılanmasına parantez açtık.
- Ancak gazeteciler konuyu anlatan öznelere dönüşmekten ziyade, olayları çarpıtmadan doğru terminoloji ve metodolojiyle gerçeğe en yakın şekilde sunan birer aktarıcı ya da anlatıcı rolünü üstlenmeli.
Bunların yanı sıra, özellikle gelişmekte olan ülkelerde mikrofinans modelini beimseyerek küçük girişimcilere, iş sahiplerine kredi sağlayan etik bankalar bulunuyor. Tacikistan’dan, Bangladeş’ten Güney Amerika’ya Değerler Üzerine Bankacılık İttifakı’na katılan, öncelikli olarak bir topluluğun gelişimine finansal kaynak yaratmayı amaç edinmiş bankalar da var. Kadın STK’sı Fundación Mundo Mujer tarafından 2015’te kapılarını açan banka öncelikli olarak mikrokredilerle başta kadın istihdamını desteklemek üzere toplumun refahını ve ekolojik bir yaşamı geliştirmek için finansman sağlıyor. Her ne kadar karbon fiyatlandırma çalışmalarının öncülerinin başında Dünya Bankası gelse de, çok sayıda kalkınma bankası hâlâ fosil yakıtlara yatırım yapmayı sürdürüyor. Bu bankaların yerel ve yenilenebilir enerjilere yatırım yapması için aralarında 350.org ve Urgewald’ın da bulunduğu yaklaşık 40 STK “The Big Shift” adında bir kampanya başlattı. Tüm bu çabalarla bankacılık ve finans sektörlerinin çevresel şeffaflığa daha fazla riayet etmeleri hedefleniyor. Bankaların fosil yakıtlara yatırımlarını ele alan raporu hazırlayıcıları arasında bu yıl BankTrack ve Reclaim Finance adında iki oluşum daha var. BankTrack, tüm dünyada 200’ün üzerinde bankanın sürdürülebilirlik taahhütlerine uyup uymadıklarını ve yaptıkları “şüpheli anlaşmaları” takip ediyor.